Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), genel merkeze muhalif teşkilatlardan; Samsun, Elazığ, Tokat, Kırklareli, Tekirdağ, Bayburt, Gümüşhane, Çorum İl, Elazığ Merkez, Bayburt Merkez, Gümüşhane Merkez Teşkilatlarını kapattı. Daha önce de 4 il teşkilatı kapatılmıştı. Böylece MHP Genel merkeziyle muhalifler arasındaki köprüler atıldı. Kapatma bazı illerde kısmen bazı illerde de tüm ilçeleriyle birlikte oldu. Samsun teşkilatı tümüyle kapatıldı, eski ÜOD Başkanlarından Taner Tekin, üç ay içinde kongre yapılmak üzere yeni yönetimi oluşturarak genel merkezin onayına sundu.
Buraya nasıl gelindi?
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Halk Gazetesi’ndeki ‘MHP’de kongreye müdahale (19.02.2015 ) ‘ başlıklı yazımda; Samsun İl Başkanlığı seçimlerine MHP Genel Merkezi’nin müdahale ederek, birlik ve bütünlüğü sağlamasını, bloklaşmaların hatta kamplaşmaların önünün alınamadığını, sadece yöneticileri yönetime seçme özelliği aranan delegenin iradesinin MHP’nin iradesi olamayacağını, Genel Merkez’in bu duruma seyirci kalmaması gerektiğini, müdahalenin kaçınılmaz olduğunu, ‘Başıboş bırakılan kız ya davulcuya ya zurnacıya kaçar.’ sözünde olduğu gibi; serbest bırakılan delegenin genel merkezin iradesine aykırı davranabileceğini,
Adaylar her ne kadar bayramlarda söylenen ‘Birlik ve beraberlik’ mesajını verse de açıkça görülüyor ki partinin kapıları kaybeden tarafa kapanıyor. Kapı açık tutulsa bile kaybedenler içeri girmiyor.
ARGE, arşiv, hafıza yok
Ayrılığın sebepleri ortadan kaldırılmadan birlik mesajı, slogan olmaktan öteye gitmiyor. Böylece 45 yıllık mazisi olan MHP Samsun’da her 3 yılda bir yeniden kuruluyor. Ne arşivi ne ARGE’si ne de hafızası oluşuyor. Bir önceki dönem partinin Başarısızlığı için çalışanlar bir sonraki yönetimde baş tacı edilebilirken, gece gündüz çalışanlar da partide yer bulamıyor, tecrit edilebiliyor. Yöneticiler partinin fırsatlarını da tehditlerini de bilemediği için, fırsatlardan yararlanamıyor, tehditlere karşı önlem alamıyor. Ne dostunu ne de düşmanını tanıyor.’ şeklinde değerlendirme yapmış, uyarılarda bulunmuştum.
Genel merkez beni yanılttı, uyarılarıma rağmen sürece müdahale etmedi, sonunda da teşkilatı tümden kapattı. Görüldüğü gibi yanılan genel merkez oldu. Zamanında yazdığım gibi bir konsensüs sağlansaydı bugünkü tabloyla karşılaşılmazdı. Sebepler değişmeden sonuçlar değişmez. Bu sonucu doğuran sebepler zamanında uyarılarımıza rağmen görülemedi. Bindiği dalı kesenin düşeceğini bilmek gibi; bu durumun olası bir erken seçimin sonuçlarına nasıl yansıyacağını şimdiden görmek önyargı değil; öngörüdür.